Ordinaryüs Profesör Süheyl Ünver, “Her şey biter Edirne bitmez” cümlesiyle aslında konuyu ciddi bir şekilde özetlemiş. Avrupa’nın iyi yanlarını alan ve bu yanları Asya’nın kültürel çeşitliliğiyle birleştiren Edirne’de gezilesi görülesi yerleri, tadılası lezzetleri, alınası hediyelikleri ve yapılası aktiviteleri 22 maddede derledim…
1- Selimiye Cami
Koca Sinan’ın ‘Ustalık Eseri’nin gölgesinde kaybolmak…
Uluslararası TEM Otoyolu üzerinden Edirne’ye gişelerine geldiğinizde kısa bir bağlantı yoluyla E-5 Karayolu’na ulaşacaksınız. Bu yol üzerinden şehre doğru ilerlerken, şehir siluetindeki hâkimiyetini açıkça hissettiren ve sadece iki minaresi görünen Selimiye Camii, şehre yaklaştığınızı müjdelercesine size ‘hoş geldiniz’ diyecektir.
Koca Mimar Sinan’ın “Ustalık eserim” dediği, 2012 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne giren Selimiye Cami, şehir merkezine yaklaştıkça git gide büyüyen görkemli yapısı ile sizi adeta büyüleyecektir. Yanına vardığınızdaki ihtişamı karşısında taşın dehaya ulaştığını, dehanın taş kesildiğini anlamamanız işten bile değil. Caminin içine girdiğinizde ise bambaşka bir hissiyata kapılacaksınız. Çünkü o heybetli ihtişamına rağmen barındırdığı sükûnet ve huzur içinize işleyecek ve bir daha da asla kaybolmayacaktır…
2- Eski Cami
Hat yazılarını seyreylerken 600 yıl geriye gitmek…
Osmanlı’nın büyümesini temsilen inşa edilen ve 2’nci Murat döneminde Edirne’ye gelen ve camiye girerek vaaz verdiği söylenen Hacı Bayram Veli’nin anısına duyulan saygı nedeniyle imamların vaaz kürsüsünü kullanmadığı Eski Cami’nde 6 asrı aşkın süredir kılıçla okunan Cuma hutbeleri sizi yüzyıllarca geriye götürecektir. Eski Cami’ye gitmişken sizi kendisine hayran bırakacak olan hat yazılarını da görmeden geçmeyin.
3- Üç Şerefeli Cami
Kapısından girdikten sonra bambaşka bir akustikle karşılaşmak…
Büyüleyici kapısından içeri doğru girdiğinizde bu yapının Osmanlı’da birçok esere ilham verdiğini çok iyi anlayacaksınız. Hem yapı hem de şerefe sayısı birbirinden farklı olan Üç Şerefeli Cami’nin akustiğinin bıraktığı ses yansıması ise uzun süre kulağınızdan gitmeyecek.
4- Büyük Sinagog
Avrupa’nın en büyük ikinci sinagogunda hoşgörünün izinden gitmek…
100 yıl öncesine kadar sayıları binlerle ifade edilen Yahudilerin kent kültürüne kattığı çeşitliliğe sahip olacağınız Avrupa’nın en büyük ikinci sinagogunda Edirne hoşgörüsünün alçakgönüllülüğü ile karşılaşmamanız işten bile değil.
5- Sv. Georgi Kilisesi – Elena & Konstantin Kilisesi
İsa’yı bir de Ortodoksların gözünden görmek…
Ezan sesinin çan sesine karıştığı Edirne’de biri ibadete açık iki kiliseyi ziyaret ederek Hz. İsa’yı Ortodoksların gözüyle görebilir, uzun yıllar iç içe yaşamış Türk, Yunan ve Bulgarların sonsuza dek sürecek dostluğu için dilek dileyip mum yakabilirsiniz.
6- Bahai Evi
Bahailiğin 19 gizemini anlamaya çalışmak…
19’uncu yüzyılda İran’da kurulup Edirne’ye uzanan bu ruhani serüvenin dışa kapalı gizemli farklılığı, Karanfiloğlu sokaklarında her adımda sizi daha da meraklandıracak.
7- Meriç & Tunca & Arda Nehirleri
Uğruna türkülerin yakıldığı, Balkan topraklarında doğup ülke sınırlarınca akan nehirlerde suyun akışına kapılıp gitmek…
Edirneli müzisyen Evrim Kaşıkçı ne de güzel özetlemiş;
“Arda, Rodop’un çiçeğine kokar.
Tunca, Balkan’ın gözyaşıyla akar.
Meriç tümünü kucaklayıp coşar.
Belik belik örülür Edirne…”
dizeleriyle değil mi?
8- Saraçlar Caddesi
Herhangi bir kültürel etkinliğe figüran olmak, Yunan ya da Bulgar bir dosta yol tarif etmek…
Edirne’yi tanımak mı istiyorsunuz? O zaman işe Saraçlar Caddesi’nden başlayın. Sivil mimarlık örneği renkli binalarla dolu, her gün binlerce kişinin geçtiği caddede Yunan ya da Bulgar bir turiste yön tarif etme ihtimaliniz bir hayli yüksek. Hatıra fotoğrafınıza ekleyeceğiniz Sevda Çeşmesi, Edirne’ye olan sevdanızın başlangıcı olacaktır.
9- Karaağaç
100 yıl önceki balayı tatillerinin çekim merkezinde yürüyüş yapmak…
Hem Osmanlı hem de Cumhuriyet tarihine ait izlere rastlayacağınız Karaağaç’ta vereceğiniz bir kahve molası hem ruhunuza iyi gelecek, hem de sizi Edirne’ye tutkuyla bağlayacak. Günümüzde Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak kullanılan Mimar Kemaleddin’in yaptığı eski tren garını da ziyaret etmeyi unutmayın.
10- Kaleiçi
Ahşaptan yapılı cumbalı evlerin arasında gezinirken kendinizi hazin hikâyelerin birinde bulmak…
Bir dönem Türk, Rum, Ermeni ve Yahudi ailelerin birbirlerine komşuluk yaptığı Kaleiçi’nin mimarlık harikası sokaklarında gezerken her adımda onlarca yıl geriye gidip kendinizi 100 yıl önceki hazin hikayelerden birinin içinde bulmanız işten bile değil.
11- Sağlık Müzesi
Delice bir tutkunun peşinde Osmanlı dehasına hayran kalmak…
Ortaçağ Avrupa’sında yakılarak öldürülen akıl hastalarının su ve müzikle tedavi edildiği, Avrupa ödüllü 2’nci Beyazıt Sağlık Müzesi ruhunuza şifa olacaktır. Ney sesi eşliğinde gezdiğiniz odalar, Osmanlı’nın tıp anlayışını en eşsiz örnekleriyle size sunacaktır.
12- Kırkpınar Yağlı Güreşleri
Türk’ün gücünü bir de çayır üstünde görmek…
Olimpiyat oyunlarından sonra dünyanın en eski spor organizasyonu olan Kırkpınar’ın 6,5 asırlık serüvenini, Avrupa’ya ‘Türk gibi güçlü’ deyimini ezberleten yeşil çayır üzerinde deneyimleyerek Kurtdereli’yi, Kel Aliço’yu, Koca Yusuf’u hayal edebilirsiniz.
13- Hıdrellez & Kakava
Edirne’nin kültürel simgelerinden olan Romanlarla birlikte ‘Babafingo’yu aramak…
Günün ağarmasıyla birlikte ağaç dallarından taçlar yaparak Tunca Nehri’nde ‘Babafingo’yu arayan Romanların, düğünleri aratmayan bu ritüelini uzun süre unutamayacaksınız.
14- Davul & Zurna
Sokaklarında gezerken her an bir davul zurna sesiyle karşılaşmak…
Edirne’de davulsuz zurna, zurnasız davul olmaz. Her iki sesi ayrı ayrı duymanız pek mümkün değildir. Bu ikilinin armonik sesini nerede duyacağınız asla belli olmaz. Belki yolda yürürken, belki bir restoranda yemek yerken, belki de kahvenizi yudumlarken.
15- Balkan & Rumeli Ezgileri / Roman Havaları
Balkan ve Rumeli ezgileriyle hüzünlenip Roman havalarıyla felekten bir gece çalmak…
Balkanlarda yaşanan acıların yoğrularak müziğe dönüştüğü Rumeli türküleri ile yüzlerce yıl öncesine gidip hüzünlenebileceğiniz gibi Romanların içinizi kıpır kıpır yapacak şarkılarıyla da neşelenebilirsiniz.
16- Edirnekari
15’inci yüzyıla dayanan bir Osmanlı sanatı olan Edirnekari’nin büyüsüne kapılmak…
Tarihi 15’inci yüzyıla kadar uzanan ve o dönemlerde imparatorluğun sanat merkezi olan Edirne’de alacağınız bir Edirnekari tablosu, duvarınızın en güzel dekoru olacaktır.
17- Edirne Tava Ciğeri & Karaağaç Biberi
Kızgın tavada pişirilen tava ciğerini acı mı acı Karaağaç biberiyle taçlandırmak…
Trakya danalarının etinden yapılan bu lezzeti yemek için bir günde yüzlerce kilometre kat edenler olduğunu biliyor musunuz? Acısıyla yüzünüzü güldürecek Karaağaç biberi ile eşsiz bir uyum sağlayan Edirne tava ciğeri, ciğerinizin köşesi değil, baş köşesi olacak.
18- Alipaşa & Bedesten & Arasta – Mis Sabunu & Edirne Bebekleri
Günümüz AVM kültürünün ataları olan kapalı çarşıları gezerken sevdiklerinize hediyeler almak…
Evinizi mis gibi kokutacak mis sabunları dahil yüzlerce çeşit ürün alabileceğiniz Edirne’nin tarihi çarşıları, sizi her adımdan yüzlerce yıl geriye götüreceği gibi Osmanlı’nın ticari ahlakından izler taşıyan esnafı ile de içinizi ısıtacak.
19- Lozan Anıtı
Edirne’de adım başı rastlayacağınız mübadillerin Edirne göçüne neden olan anlaşmanın Türkiye Cumhuriyeti için önemini kavramak…
Lozan’da elde edilen diplomatik zaferi ve dünya barışını simgeleyen anıtın eşsiz mimarisine hayran olup daha sonra yanındaki müzeyi ziyaret ederek Karaağaç’ı Türkiye’ye geri kazandıran bu tarihi antlaşmanın anlam ve önemini kavrayabilirsiniz.
20- Müzeler
Bizans’tan Osmanlı’ya, Traklar’dan Romalılara birçok medeniyetin izini yerinde görmek…
Resmi rakamlara göre 8 bin 300 yıllık bir geçmişe sahip Edirne’nin her dönem gözde bir kent olduğunu, 8 farklı müzesinde gezerek görebilirsiniz.
21- Ayçiçeği Tarlaları & Üzüm Bağları
Edirne’nin sarışın ruhunu fotoğraflayıp bağlarında kırmızı yanına şahit olmak…
Türkülere konu olan Edirne’nin bağlarında kendi elinizle toplayıp yediğiniz üzümü bir daha asla unutamayacağınız gibi yüzünü güneşe dönmeyi bir görev bilen ayçiçeklerinin sarı bir halı görünümündeki tarlalarının gözünüze yaşattığı görsel şöleni asla aklınızdan çıkaramayacaksınız.
22- Söğütlük
Sonbaharda yaprakların hışırtıları arasında yürümek…
Her mevsim ayrı bir güzel olan ancak sonbaharda bambaşka bir güzelliğe bürünen Söğütlük’te yapacağınız yürüyüş hem ruhunuza hem de bedeninize ilaç gibi gelecektir.
Comments
1 YorumMacihangikanalda.com
Eyl 25, 2017Saraçlar caddesini çok severim 🙂