“Ailesiyle vakit geçirmeyen adam gerçek bir adam değildir.”
(Don Vito Corleone)
Son 100 yıldır İtalyan Mafya Konseyi’nin başında hep Corleonesi’ler var. 100 yıldır tüm Godfather’lar Corleoneli… Michele Navarra, Salvatore Riina ve Bernardo Provenzano gibi pek çok mafyanın doğum yeri Corleone… ‘Godfather’ serisini izleyenler çok iyi bilir. Don Vito Corleone’nin doğup büyüdüğü bu köy, filmin de etkisiyle mafya denince akla ilk Sicilya’nın gelmesinde şüphesiz büyük bir paya sahip.
Bugün; Fiat’tan sonra İtalya’nın en büyük organizasyonu olarak kabul edilen Sicilya mafyasının doğduğu köye olan yolculuğumu, Sicilya’da trafikteki araçların büyük bir çoğunluğunu oluşturan Fiat marka bir araç ile gerçekleştiriyorum. Fiat Punto’yla… Catania havaalanından 2 buçuk gün için 70 Euro’ya kiraladığım bu araçla ikinci gün Palermo’ya geçtim. Aslında Palermo’ya geliş nedenim, Corleone’nin buraya yakın olması. Yakın dediğim 57 kilometre.
Palermo üzerinden ulaşacaklara dipnot: Sciacca yolu üzerinden dolambaçlı ve yeşil yolların arasından geçtikten sonra Roccamena sapağına sapıyorsunuz ve tabelalar sizi köye ulaştırıyor. Palermo – Sciacca yolu otoban. Sürüş için de gayet rahat. 110 olan hız sınırını aşmadığınız takdirde sorunsuz bir şekilde yolculuk edebilirsiniz. Roccamena’dan sonra otobandan çıkıyorsunuz ve yol normale dönüyor. Bazı bölümlerinde vitesi iyice bire düşürmeniz gerekebilir.
Corleone daha çok köy olarak anılsa da hiç de bir köy gibi değil. Nüfusu 15 bine yakın. Yani bir ilçe kadar. Bir belediye başkanları bile var. Epey de geniş bir bölgeye yayılmış. Corleone, tipik turistlerin dikkatini çekebilecek bir yerleşim değil. Yani ünlü bir tarihi eseri, turistik bir bölgesi ya da ünlü bir restoranı yok. Yani bu beklentiyle gidenler hayal kırıklığına uğrayabilir ancak gitme nedeniniz tıpkı benim gibi ‘The Godfather’ serisi ise duygu sarmalından manyak olabilirsiniz. Bir sokaktan bir diğerine geçiyorum ve 3 – 5 saniye gözümü kapatıp filmin sahnelerini hatırlamaya çalışıyorum. Hatırladıkça bir sonraki sokağa geçmek için sabırsızlanıyorum.
Aslında filmin 3 serisinde de bu köyde çekilmiş sahneler yok. Daha doğrusu Sicilya’da bile çok yok. Savona Köyü ile Palermo ve Catania’nın bazı sokakları filme platoluk yapmış yerler. Corleone’de sokaklar dar ve nizami. Binalar pastel boyanın bir tablosundan fırlamış gibi. Birkaç kilise ve iki müzenin dışında gezilecek bir yeri olmasa da daracık sokakları arasında yürürken kendinize küçük çaplı bir ‘Maffia Story’ kurabilirsiniz. İtalya’nın ve dünyanın en ünlü mafyalarının bir zamanlar bu sokaklarda yürüdüğünü düşünmek insanı gerçekten de inanılmaz heyecanlandırıyor.
İnsanları Sicilya geneline göre daha soğuk. Yani Sicilya ve İtalya genelindeki insanların sıcaklığı ve samimiyeti bu köyde yaşayan insanlarda yok. Bolca mat, donuk suratlar var burada. Tabi ben hemen olayı kendimce mafyavari ruhlarına veriyorum.
Corleone’de mafyayı arıyorum… Ben köyde mafya ile bağlantılı birçok ürün bekledim açıkçası. En azından bir magnet ya da tişört aramadı değil gözlerim. Köyde mafyaya dair gördüğüm iki şey; The Godfather filminden sahnelerle dolu bir bar ve girişinde mafyaya karşı büyük mücadele eden Falcone ve Borsellino’nun fotoğrafının yer aldığı müze.
Central Bar’da en azından mafyayla bağdaştırabileceğim bir kokteyl ya da içki soruyorum, garson ‘yok’ diyor. Meraklı bakışlarla duvarları incelerken bir fotoğraf dikkatimi çekiyor. Büyücek bir fotoğrafın alt köşelerine, farklı kuşaklardan olduğunu anladığım erkek fotoğrafları iliştirilmiş.
Kronolojik bir aile tablosu diye düşünüyorum. Garson beni, fotoğrafı dikkatle incelerken buluyor. Kim bunlar diye sorduğumda gülerek ‘Mafya’ diye cevap veriyor. Senle bir akrabalık var mı diyorum, gülüyor. Soruyu sordum çünkü Sicilya’ya gitmeden internette yaptığım bir araştırmada Riina ve selefi Provenzano’nun ailesinin bir kısmı hala bu köyde yaşadığı bilgisine ulaşmıştım. Aralarında bir çağrışım kurmaktan vazgeçip sipariş ettiğim ‘Cannoli’yi bir güzel yedikten sonra mafyayla ilgili ikinci bir objeye rastladığım Antimafia Müzesi’ne yöneliyorum.
Burada beni büyükçe bir ‘No mafya’ yazısı karşılıyor. Müze büyük ihtimal kapalı. Girişinde çekebildiğim kadar fotoğraf çekiyorum. Eski fotoğrafları büyütüp çerçeveletmişler. Ayrıca Sicilya’yı bugünkü refah günlerine getirerek adalet ve barışı taşımış iki cesur yol arkadaşı Falcone ve Borsellino‘nun fotoğrafı da müzenin hemen girişinde yer alıyor.
İnsanların ayak bastığı an mafya arayışına girdiği Corleone, bir yandan kendini aklamaya çalışıyor. 2001 yılında açılan ancak Berlusconi Hükümetinin kapattığı müze, belki de bu çabanın bir sonucu. Çünkü mafyanın olduğu her yerde mutlaka da bir antimafya vardır.
Sanırım Corleonelilerin soğuk ve donuk oluşları, onları mafya ile özdeşleştirmemizden olsa gerek. Kasabada ziyaret edebileceğiniz eski tarihlerde inşa edilmiş ‘Chiesa Madre‘ ve ‘Chiesa dell’Addolorata‘ kiliseleri de yer alıyor. Mafyanın izini sürmekten bu kiliselere vakit ayırır mısınız bilmem. Ayrıca kasabanın en yüksek kısmında bir kale ve alt girişinde bir zamanlar hapishane olarak kullanılan, şimdi de bir manastır olan bir başka kale yer alıyor.
Corleone’den dönüşümü, Sicilya’nın dağlık olan iç bölgelerinden gerçekleştiriyorum. Palermo – Catania otobanına bağlanmak için tercih ettiğim yolda radyodan dinlediğim Sicilya ezgileri ile ilerlerken aklımda ‘The Godfather’ serisi ve Corleone’nin adını bir türlü koyamadığım o gizemli büyüsü…