2014 yazından bu yana 5 yıldır her yaz mutlaka gittiğim Yunanistan’ın gizemli, mistik ve egzotik adası Semadirek’i (Samothrace / Samothraki) çok detaya inmeden küçük anekdotlarla anlatacağım 🙂
Detaya inmiyorum çünkü yazmaya kıyamadığım bir şeyler var…
Uzun yıllar Enez kıyılarından hayranlıkla baktığım ve Saros kıyısındaki köylüler tarafından ‘Uyuyan Güzel’ ismi takılan Semadirek’e ulaşım yalnızca Dedeağaç’tan (Alexandroupoli) sağlanıyor.
Geminin hareket saatine kadar Dedeağaç’ta çok güzel vakit geçirebilirsiniz. Fotoğraftaki fener, adı Dedeağaç’la özdeşleşmiş Democritus Caddesi‘nde bulunuyor. Dedeağaç’tan Semadirek’e günde tek feribot var ve saatleri değişken. İlgilenenler için link: http://www.saos.gr/
Semadirek’e bu yıl ilk kez Eylül ayında gittim ve bundan sonraki seyahatlerimi de hep Eylüle denk getireceğim. Adaya tek firma gittiği ve günde tek sefer yaptığı için feribot fiyatı epey pahalı. Eylül ayında kişi başı tek yön 15.90 €. Gidiş – dönüş 31.80 €, minibüs ise 81 €.
Gemi adaya yaklaştıkça sizi heybetiyle bekleyen, farklı bir ruhu olan bir adaya yaklaştığınızı hissediyorsunuz zira Homeros, İlyada Destanı‘nda Posedion‘un Troya Savaşı‘nı Semadirek’teki Saos Dağı‘nın zirvesi Fengari‘den izlediğini belirtiyor.
Adada doğal bir liman olmadığı için ve anakaraya biraz da uzak olmasından ötürü Semadirek biraz kıyıda köşede kalmış. Aslına bakarsanız iyi ki de kalmış. Adada her şey o kadar güzel ve doğal ki… Feribot 2 saat 15 dakika süren yolculuk sonrası Kamariotissa limanına yanaşıyor.
Semadirek de tıpkı komşusu Gökçeada gibi su yönünden oldukça zengin ve yemyeşil. Ki Gökçeada‘ya uzaklığı 38 kilometre. Ayrıca Saos Dağı’nın Fengari zirvesinin 1624 m. yüksekliğinde olduğunu söyleyelim. Bu durum adayı, Girit‘ten sonra Ege’nin en yüksek ikinci zirvesi yapıyor.
Ben her gittiğimde konaklamayı Therma‘da yapıyorum. Köy adından da anlaşılacağı üzere sıcak sulara sahip. Köy meydanında biri ücretli biri de ücretsiz olmak üzere iki termal havuz bulunuyor. Ücretsiz olanı gece yıldızlar altında denemenizi tavsiye ederim.
Therma oldukça şirin bir köy. Denize de yakın bir mesafede. Adada keçi epey meşhur ve dilerseniz Mimi‘nin koca çınarlı bahçesinde Yunanlıların ‘kaçika’ dediği keçi etinden ya da o günkü taze balıklardan yiyebilirsiniz.
Ayrıca köye 10 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan Saoki Beach‘e giderek deniz keyfi yapabilirsiniz. Zira burası adanın en hareketli plaj tesislerinden biri.
Adanın bir diğer plaj tesisi de Therma’nın tam zıt kısmında yani adanın diğer ucunda yer alıyor; Pachia Ammos. Ada dağlık olduğundan ötürü denize girilecek yerlerin tamamı neredeyse taşlık ancak buradaki kum öylesine güzel ki, saatlerce vakit geçirebilirsiniz.
Bu kumsalda bir de taverna bulunuyor. Nikos’un Tavernası. Burada gün boyu taze balık ürünleri yiyebileceğiniz gibi içkinizi ya da frappenizi de yudumlayabilirsiniz. Ayrıca plajdaki tesislerden bir içecek karşılığı gün boyu ücretsiz yararlanabilirsiniz. Bu durumun Yunanistan’ın birçok bölgesinde güzel bir gelenek olduğunu da hatırlatalım.
Adanın etrafı dilerseniz aracınızla, dilerseniz motosikletle ya da bisikletle turlamak için harika. Toplam 178 kilometrekare büyüklüğe sahip adada turlarken karşınıza bir keçi çıkması içten bile değil zira ada keçileriyle, hatta özgür keçileriyle meşhur. Nam-ı diğer kaçika 🙂
Adanın en mistik noktalarından biri de Profitis Ilias köyü. Adanın yüksekçe bir kısmına kurulu bu köyde keçi çevirmesi yememek gibi bir gaflete düşmeyin, zira bu köyder yediğiniz keçiyi yani kaçikayı ömrünüzce unutamayabilirsiniz.
Köy tepede olduğu için harika bir manzaraya da ev sahipliği yapıyor.
Bu tepeden, Yunanlıların Trakya Denizi adını verdiği denizin panaromik manzarasının yanı sıra Gökçeada ve Limni‘yi de rahatlıkla görebilirsiniz.
Adadaki en özel noktalardan biri de Fonias şelalesi. Kışın taştığında epey yıkıcı olduğu için ada halkı tarafından ‘şeytan deresi’ ya da ‘katil dere’ olarak biliniyor.
Şelaleye tırmanış sırasında yol üzerinde dünyanın farklı bölgelerinden adaya gelen hippi ruhuna sahip birçok gezginle karşılaşabilirsiniz.
Şelalenin karşısındaki tepe kayalıkta buradan atlarken hayatını kaybeden bir Yunan gencin fotoğrafı çakılı.
Şelaleye yaklaşık 40 dakikalık bir yürüyüş sonrası ulaşabiliyorsunuz. Aynı yolu geri döndüğünüzde ise sizi sardunya ağaçları arasına gizlenmiş şahane bir kafeterya bekliyor.
Burada hamaklarda sallanıp tsipouro’nuzu yudumlayabilirsiniz. Bir bardak tsiporo ve meze tabağı 4 €.
Ada, geçmişte tüm inanışlara sahip herkesin aynı anda dua edebildiği, ayin yapabildiği özel bir tapınağa sahip. Büyük Tanrılar Tapınağı antik çağın en modern dini merkezlerinden biri olarak adlandırılıyor. Hatta Büyük İskender‘in babasının buraya 2 kez geldiği rivayet edilir.
Nike Zafer Tanrıçası‘nın 3 metre 20 santimlik heykeli de bu tapınaktan çıkarılmış. Şuan Paris’te Louvre Müzesi‘nde sergilenen heykel, Abdülmecit‘in izniyle Fransız büyükelçi tarafından önce İstanbul’a, oradan da Paris’e götürülüyor.
Adanın başkenti Chora. Burası tipik Yunan adalarındaki köyleri andırıyor.
Parke taşlı sokaklar, şapaller, sakız sardunyalarının taştığı balkonlar, begonvilleri ile göz kamaştıran küçük meydanlar, yaşlı erkeklerin asırlık çınar ağaçları altında içtiği tsipourolar…
Comments
1 Yorumizak
Nis 5, 2019Güzel bilgiler için teşekkürler. Bu sene haziran ilk haftası adaya gitmeyi planlıyoruz. Deniz ve gezmek için yeterince sıcak olur mu sizce.
teşekkürler