İklimsel özellikleri nedeniyle zengin bir peynir kültürünün oluştuğu Türkiye’nin bu avantajını iyi kullanabildiğini söylemek ne yazık ki pek mümkün değil. 193 peynir çeşidine sahip Türkiye peynir ihracatında yıllık 150 milyon dolar gelirle 24’üncü.
Avrupa’nın kuzeydoğunda yer alan ve kışları soğuk, yazlar serin ve nemli geçen, çok sayıda bataklık araziye sahip olan Belarus’un ise peynir ihracatında 10’uncu sırada yer aldığını hatırlatalım.
Hollanda, Fransa, İtalya ve Danimarka gibi peynir konusunda dünyada adından sıkça söz ettiren ülkelerin pazardaki hakimiyeti tarım ve sanayi gibi birbirini tamamlayan iki bileşenin çok iyi koordine edilmesi sonucu oluşurken pazardaki öncü 10 ülkenin sekizi Avrupa kıtasında ve bu sekiz ülkeden de yedisi Avrupa Birliği üyesi.
Peynirdeki durumun bir benzeri şarap için de geçerli. Bağcılık konusunda oldukça elverişli bir coğrafyaya sahip olan ve 1200’den fazla üzüm çeşidinin yetiştiği Türkiye şarapta yılda 10 milyon dolar ihracat geliriyle 30’uncu sırada.
Daha çok biraları ile ünlü Almanya’nın şaraptan bir yılda 1 milyar dolar ihracat gelirine sahip olduğunu belirtmekte fayda var. Şarap üretimini daha çok ülkenin güneybatısı olmak üzere 13 ayrı bölgesine yayan Almanya’da 140 üzüm çeşidi yetişirken bunların yaklaşık 20’sinin pazar değeri açısından çok önemli olduğunun da altını çizelim.
Var olan potansiyel nezdinde ele alındığında peynir ve şarapta olumsuz olarak değerlendirebileceğimiz tablo zeytinyağında kısmen iyi ancak listede bir üst sıramızda bulunan İtalya’yla aradaki üretim ve gelir farkı gözetildiğinde zeytinyağı için de olumlu şeyler söylemek pek mümkün değil.
Her ne kadar Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Zeytin Konseyi’nin raporuna göre Türkiye, 2016 – 2017 döneminde zeytinyağı üretiminde artış gösteren tek ülke olsa da markalaşma ve pazarlama alanında ciddi eksikler, zeytinyağı üretiminde de karşımıza olumlu bir tablo çıkarmıyor.
Tüm bu veriler; mandıracılık ve bağcılık konusunda, dolayısıyla peynir ve şarap üretimi nezdinde Trakya’nın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Tekirdağ, Kırklareli, Şarköy ve Gelibolu merkezli oluşturulan ve toplamda 12 üreticinin yer aldığı Trakya Bağ Rotası, son yıllarda pazarda ciddi bir hareketlenme yaratırken butik üreticilerin kendi çabalarıyla ayakta tutmaya çalıştığı pazarın daha da güçlenmesi için kolektif hareket edilmesi, gerekirse rotanın büyütülmesi şart gibi duruyor.
Öte yandan süt ve süt ürünleri konusunda, coğrafi özelliklerinin yanı sıra flora ve fauna zenginliği, inekten koyuna, keçiden mandaya birçok hayvanın üretim konusunda kullanılması, hastalıktan ari bölge olması gibi birçok avantajı elinde bulunduran Trakya bölgesi, sütteki en büyük katma değer ürünlerinden olan peynir ve kaşarda hem üretimin hem de tüketimin çok olmasına rağmen pazar konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor.
Global düşüncenin ne yazık ki eksikliğinin büyük oranda hissedildiği Trakya’da peynircilik her ne kadar iç pazarda harikalar yaratıyor gibi gözükse de dış pazara açılma cesaretindeki eksiklik, var olan yüksek potansiyelin bir türlü gerçek anlamda değerlendirilememesine yol açıyor.
Peki ne yapmalı?
-
Ülke genelinde tarım ve sanayinin birbirine en yakın olduğu Trakya toprakları bu iki bileşeni büyük bir uyumla birleştirmeli. Tabii ki ağır sanayi ve çevreye geri dönüşü olmayan zararlar veren sanayi acilen kontrol altına alınmalı, kısa ve orta vadede Trakya topraklarından uzaklaştırılmalı. (Peynir / Şarap)
-
Üreticiler yerel düşünmeyi bir kenara bırakıp global düşünmeye başlamalı ve dış pazara açılma konusunda bilgilendirilmeli, teşvik edilmeli. (Peynir)
-
Küçük yerel işletme mantığını bir adım daha ileri taşıyarak kısa vadede dükkan modelinden şirketleşmeye geçilmeli, orta vadede CEO modeli uygulanmalı. (Peynir)
-
“Şarap” sözcüğü ile barışılmalı, tadımlar tekrar başlatılmalı. (Şarap)
-
Kooperatifleşme modeline gidilmeli. (Peynir / Şarap)
-
Hayvancılık desteklemesi daha arttırılmalı, üretici keçi ve manda için de teşvik edilmeli. (Peynir)
-
Yerel yönetimler yerel kalkınma modelini uygulayarak yerel üreticiyi güçlendirmeli. (Peynir)
-
Ticaret ve sanayi odaları ile borsalar yerel üreticiyi sadece bilgilendirmekle kalmamalı, aynı zamanda cesaretlendirmeli. (Peynir / Şarap)
Liste elbette ki uzar ve uzayacaktır da… Önerilerinizi paylaşmanız ve listeyi uzatabilmek dileğiyle…