Asırlar boyu birçok medeniyete ev sahipliği yapan; kendine, tarih denizinde çok derinlerde bir edinen Edirne, geçmişte yaşadığı onlarca göçün de etkisiyle epey zengin bir mutfağa sahip. 92 yıl Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapması dolaysıyla saray mutfağı konusunda da oldukça zengin bir menüye sahip olan Edirne, var olan potansiyelini çok verimli kullanamasa da bu açığını tanıtım yoluyla kapatmaya çalışıyor.
Türkiye’nin hemen her şehrinde olduğu gibi Edirne de yöresel lezzetleriyle ön plana çıkıyor. Bulunduğu coğrafyayı büyük bir avantaja dönüştüren Edirne, tarihine ve kültürüne yansıttığı kozmopolitliği mutfağına da yansıtmış durumda.
Geçmişte; Ermeni, Rum ve Yahudilerle sürdürdüğü kozmopolitliği Balkan göçmenleri ve Romanlarla harmanlayan, ayrı mutfak kültürlerine sahip iki farklı ülkeye komşuluk yapmanın avantajını mutfağına yansıtan, hatta deyim yerindeyse bazı lezzetlerini uzun yıllar çeyiz sandığında saklayan Edirne, hamurdan etliye, tatlıdan tuzluya oldukça güçlü bir potansiyele sahip.
İşte tüm kozmopolitliği, lezzeti ve misafirperverliği ile Edirne’nin; her birinin tiryakisi olunası birbirinden güzel lezzetleri…
1- Bir Edirne efsanesi: Edirne Ciğeri
Trakyalı olma koşulu bulunan dananın karaciğerinin ince ince dilimlenmesi sonrası kızgın yağda kavrulması esasına dayanan, yanında da Karaağaç’ta yetişmesi kaidesiyle uzun yaz geceleri bekletilip daha sonra kızgın yağda kızartılan kurutulmuş acı biberle servis edilen Edirne Tava Ciğeri, Edirne’ye gelmeniz için başlı başına bir neden.
2- Dumanı üstünde lezzet: Edirne Köftesi
Trakya’da her bölgenin kendine has köftesi bulunsa da Edirne köftesi, nesilden nesle miras kalan bir lezzettir Edirne’de. Tava ciğeri gibi Trakya danalarından elde edilen kıymadan oluşan Edirne köftesini bir de yanında servis edilen ve lezzetini yalnız Edirne’de bulabileceğiniz salçasıyla yemeyi unutmayın.
3- Edirne’nin tatlı yanı: Badem Ezmesi
Siz bakmayın yapımında sadece badem, un, şeker ve su kullanıldığına. Bin bir türlü zahmeti ve püf noktası vardır. Edirne tava ciğerinin yanında yediğiniz biber ya da Edirne köftesinin yanındaki salçanın acısı, şiddetli bir şekilde tatlıya dönüşecektir.
4- Mistik bir tatlı: Deva-i Misk
İçindeki 41 çeşit baharatıyla sadece lezzet olarak değil, şifa olarak da ilginizi çekecek olan deva-i misk, Osmanlı padişahının kızının iyileştirilmesi için Mısır’dan getirilmesini emrettiği bir şekerlemeci tarafından saray mutfağında yer etmesi öyküsüyle mistik bir hava kazanıyor.
5- Tiryakisi olacağınız kesin: Edirne Peyniri
Bugüne kadar yediğiniz tüm peynirleri unutun. Zaten Edirne peyniri size istemesiniz de unutturacaktır. Edirne’den ayrılırken en çok üzüleceğiniz noktalardan biri de neden bir teneke daha fazla almadım pişmanlığı olacaktır.
6- Edirne bağlarından miras: Hardaliye
Üzüm suyuna hardal ilave edilerek hazırlanan kendine has ve kokulu bir içecek olan hardaliye, bağlarıyla meşhur olan Edirne’de mutlaka denemeniz gereken lezzetlerden. Hele bir de Edirne’nin Uzunköprü bölgesine özel bir üzüm çeşidi olan Papazkarası’ndan yapılanı bulduğunuzda sakın kaçırmayın.
7- Bir de Edirne’de yiyin: Tavuk Döner
Edirne’ye özgü bir lezzet olmasa da Edirne’de yiyeceğiniz bir tavuk döneri hayatınız boyunca unutamayacağınız kesin. Servise hazır hale getirilmeden önce iki gün boyunca suda ya da süt içinde bekletilen Edirne’nin tavuk dönerini ekmek arasında tercih edin. Zira 500 metrelik alanda 30’un üzerinde dönerci bulunduğunu da belirtelim.
8- Hatırlı bir lezzet: Satır Et
Edirne’nin Keşan yöresine ait olan bu dillere destan lezzet, parça etin satırla defalarca vurularak hafif kıyma kıvamına getirilmesi sonucu pişirildikten sonra servis ediliyor. Yemeyenin hatırı kaldığı satır et, Edirne ziyaretlerinizi yoğunlaştıracak türden.
9- Bıçakla dilimlenen lezzet: Manda Yoğurdu
Hiç bıçak kullanarak yoğurt yediniz mi? Yemediyseniz sizi Edirne’ye bekliyoruz. Gideceğiniz köfteci ya da ciğerciye manda yoğurdu sipariş ettiğinizde yanında getirilen bıçak sizi şaşırtmasın. Zira koyu kıvamı, yağlı hali ve hoş kokusuyla sizi mest edecek olan manda yoğurdu bıçakla kesilip yeniyor.
10- Saros’un mavisinden sofranıza uzanan balıklar
İstavrit, kolyos, orkinos, karagöz, kefal, kupa, lüfer, çinakop, mercan, mezgit, mırmır, sarpa, tekir, uskumru, torik ve kalamar ve daha niceleri… Ege’nin başladığı noktadan çıkarılan balıkların tazeliği sizi, maviliği ile dillere destan olan Saros Körfezi’ne aşık edecek.
BONUS:
Sadece Edirne’ye özel: Tencere Köfte
Başka şehirlerde yaşayan Edirneliler, çocukluk ve gençlik yıllarında yedikleri bu köftenin tadını unutamadıklarından olsa gerek Edirne’ye geldiklerinde bu köfteden yemeden gitmezler. Yağda köfte olarak da bilinen tencere köfte, 100 yıllık bir mazisinden öte lezzetiyle size Edirne planları yaptırmaya yetecektir.
BONUS 2:
Edirne’nin imza yemeği: Ciğer sarma
“Edirne’nin imza yemeği” olması konusunda birçok kişinin hemfikir olduğu ciğer sarma, son zamanlarda giderek popüler hale bürünürken bazı işletmeler, kendi çiftliklerinde yetiştirdiği kuzulardan elde ettiği bu eşsiz lezzeti haftanın birçok gününe yaymış durumda.
Kimi yemek uzmanlarına göre ağır bir kıvamda olan ciğer sarma; ciğeri, pirinci ve sakatatı sevenler tarafından müthiş bir lezzet olarak adlandırılıyor. Gastronomik özelliğinin yanı sıra ilkbahar ile de ilgili bir ilişkisi bulunan bu eşsiz lezzet, süt kuzusundan yapıldığı için aynı zamanda sofralarda baharın gelişini de temsil ediyor.