Coğrafi olarak Bulgaristan’ın güneyini, Yunanistan’ın kuzeydoğusunu ve Türkiye’nin de Avrupa kıtasındaki topraklarını içeren, tarihi açıdan ise zengin değil epey zengin bir bölge olan Trakya, Türkiye sınırları içerisinde il bazında Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’dan oluşuyor. Sadece tarihi açıdan değil, kültürel, doğal, gastronomi ve turizm açısından da marka olarak tanımlayabileceğimiz bu topraklarda mutlaka yapmanız gerekenleri 12 konu başlığı altında topladım.
1- Üzüm bağlarını gez (KIRKLARELİ – TEKİRDAĞ – EDİRNE)
Oldukça kaliteli üzümlere rastlayabileceğiniz Trakya’da başta Şarköy ve Yeniköy olmak üzere bölgede bağcılık faaliyeti gösteren firmaların özenli ve düzenli şekilde kurdukları bağları ziyaret edebilir, hatta denk getirebilirsiniz bağ budama ve bağbozumu faaliyetlerine katılabilirsiniz. Trakya Turizm İşletmecileri Derneği tarafından Trakya’nın farklı bölgelerinde faaliyet gösteren 12 şarap üreticisinin katılımıyla hazırlanan Trakya Bağ Rotası bu konuda size rehber bilgiler sunabilir.
NOT: Trakya yöresinde yetiştiğinde oldukça iyi sonuç veren, sofralık olarak da kullanılan Papaskarası üzümünden tatmayı da ihmal etmeyin.
2- Istrancalar’da kamp kur (KIRKLARELİ)
Trakya’nın akciğerleri olarak adlandırılabilecek Istrancalar’da yapacağınız doğa yürüyüşünün ardından bu tatlı yorgunluğunuzu bölgede kamp yaparak atabilirsiniz. Ayrıca fauna ve flora açısından çeşitliliğin bol olduğu bölgede, dünyada eşine nadir rastlanan Longoz Ormanları’nı gezebilir, Dupnisa Mağarası’na uğrayabilir ve dolambaçlı yollardan geçerek bolca fotoğraf çekebilirsiniz. Kamp kurduğunuz alanda mutlaka bir baraj, dere ya da su birikintisi olacaktır. Bu kaynak sularından kana kana içebilirsiniz. Gece ise ağaçlardan fırsat bulabilirseniz kamp yaptığınız alanda mutlaka yıldızları izleyin. Lakin Istrancalar’ın bir diğer adı da Yıldız Dağları.
3- Dallık eğlencesine katıl (EDİRNE)
Havaların ısınmasıyla birlikte Trakya’nın birçok yöresinde yapılan dallık şenliklerinin en renklisine Edirne’nin Meriç ilçesinde rastlayabilirsiniz. Yunanistan’la sınır görevi gören Meriç Nehri’ne birkaç yüz metre mesafede yapılan ve her yıl binlerce kişinin katıldığı bu şenlikte ortaklaşa kurulan sofralara misafir olabilir, kadınların evde hazırladığı nefis hamur işlerinden tadabilirsiniz. Davul ve zurnanın eksik olmadığı bu şenliklerde yörenin konuksever halkı siz istemeseniz de her köşede kurulmuş olan mangallarda pişen etleri size ikram etmek isteyecektir. Onları geri çevirmeyin. Onların sofrasına oturun. Hatta oyun havasına yatkınsanız birlikte halay çekin.
4- Marmara’ya tepeden bak (TEKİRDAĞ)
Koyu mavi denizi ve yemyeşil dağları ile Uçmakdere Köyü yamaç paraşütü sporuna gönül verenlerin yeni adresi oldu. Uçmakdere semalarında süzülmek için 625 metre yükseklikteki Nişantepe’ye çıkmak gerekiyor. Burada dört atlayış noktası bulunmakta olup, zirveden atladığınızda Ayvasıl koyuna iniş yapıyorsunuz. Zirve ile iniş noktası arası 6 kilometre düzgün bir toprak yola sahip. Nişantepe’nin su üzerindeki uygun irtifası; tehlike hareketlerinin çalışılmasına da olanak sağlamaktadır. Biraz adrenalin yaşamak isterseniz burada yamaç paraşütü yapabilirsiniz. Eğer bu heyecanı kaldıramam diyorsanız alternatif olarak gündoğumu ya da gün batımı manzarasını kaçırmayın.
5- Saros Körfezi’nde yüz (EDİRNE)
Dünyada kendi kendini temizleyebilen 3 körfezden biri olması bile Saros Körfezi’nde yüzmek için iyi bir neden. Masmavi denizi ve upuzun kumsallarıyla henüz tam olarak keşfedilmemiş bu cennette Uzunkum’da güneşlenebilir, İtalyan Koyu’nda denize girebilirsiniz. Yüzme bilmiyorsanız eğer, limandaki teknelerden birine binip körfezin mavi sularında kısa bir gezinti yapabilirsiniz. Henüz keşfedilmemiş olması size ayrı bir haz katacaktır. Körfezin özellikle Keşan mücavir sahasında bulunan bölümlerinde yeşil ile mavinin en güzel buluşmasına şahit olacağınız gibi dilerseniz burada keşif amaçlı kısa doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz. Saros Körfezi’nden çıkan balıklardan tatmayı da ihmal etmeyin.
6- Avrupa’ya el salla (EDİRNE – KIRKLARELİ)
Edirne; Yunanistan ve Bulgaristan’a, Kırklareli ise yalnızca Bulgaristan’a sınır komşuluğu yapmakla kalmıyor, bu iki il, birçok sınır ötesi projeye de imza atıyor. Sınıra yakın illerle çok iyi ekonomik, turistik ve ticari ilişkiler geliştiren Edirne ve Kırklareli, Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü bünyesine ait toplamda 5 kara sınır kapısına sahip olmanın avantajlarını değerlendiriyor. İpsala, Pazarkule, Kapıkule ve Hamzabeyli gümrükleri Edirne’de, Dereköy gümrüğü ise Kırklareli il sınırına dahilken Trakya’ya gelmişken bu sınır kapılarından birini ziyaret etmemek olmaz. 5 sınır kapısından birine yaklaşıp Avrupa topraklarını görmeniz, hatta o topraklara el sallamanız belki de olası bir Avrupa seyahatinizin başlangıcı olabilir.
7- Meriç Nehri’nde kano yap (EDİRNE)
Meriç, Tunca ve Arda olmak üzere 3 nehrin birleştiği Edirne’de yapacağınız yarım saatlik bir kano sürüşü bile sizi rahatlatmaya yetecektir. Hem Edirne’nin kavurucu sıcaklarına kısa bir serinleme molası vereceksiniz hem de Edirne’de yeni gelişmeye başlayan bu sporu, nehirlerde ilk yapanlardan biri olma şansına erişeceksiniz.
NOT: Edirne Doğa Sporları Kulübü’nün bu yöndeki çalışmalarını araştırabilirsiniz.
8- Yöresel lezzetlerden tat (EDİRNE – TEKİRDAĞ – KIRKLARELİ)
Birçok imparatorluğa ev sahipliği yapmış olan Trakya toprakları, özellikle Osmanlı saray mutfağı ile Balkan mutfağı sentezi sayesinde birçok harika lezzetin de ev sahipliğini yapıyor. Tekirdağ köftesi, Edirne tava ciğeri, Keşan satır eti, Hayrabolu tatlısı listede başı çekerken manca, ciğer sarma, peynir helvası, Hıdrellez pilavı, Rumeli beğendisi, mutancana gibi lezzetlerin tadına bakılmadan Trakya’dan ayrılmamalı.
9- Kasaplar Arası’nda yemek ye (KIRKLARELİ)
Trakya’da son zamanlarda kendine has özelliğini kaybetmeye başlayan meyhane kültürünün son izlerini, Kırklareli’nin meşhur kasaplar arası çarşısında bulabilirsiniz. Asıl adı ‘Şükrü Naili’ olan bu meşhur sokağın dar ve iç içe olan meyhanelerde Kırklareli’nin samimi insanlarıyla konuşabilir, hatta masalarına misafir bile olabilirsiniz. Oturmuşken yöresel ürünlerden olan peynir ve yoğurdu da mutlaka tatmalısınız.
10- Köy yollarında bisiklet sür (EDİRNE – TEKİRDAĞ – KIRKLARELİ)
Arazi bakımından geniş düzlüklere sahip olan Trakya topraklarının tamamına yakını bisiklet sporu için oldukça elverişlidir. Birbirine en uzak köyün 30 kilometreyi geçmediği bu coğrafyada halk arasında ‘gündendi’ olarak bilinen ayçiçeği tarlalarının arasındaki toprak yolda bisiklet sürmek size ve vücudunuza iyi gelecektir. Köy girişinde havlayan köpeklerden korkmayın, onlar köye yabancı birinin girdiğini haber veriyor.
11- İbrice’de dalış yap (EDİRNE)
Kaptan Cousteu’nun ‘Kızıldeniz’in kuzeydeki hali’ olarak adlandırdığı Saros Körfezi’nin üstü kadar altı da görülmeye değer. 300’e yakın deniz canlısının yaşadığı körfezde suyun altı adeta bir akvaryum. Dünyanın ilk sualtı müzesi de bu suların altında bulunuyor. Çanakkale deniz savaşlarının anlatıldığı Saros Yapay Resif Projesi bile bu sulara dalmanız için gerekli tek neden olabilir.
Ayrıntılı bilgi: www.sarosresif.com
12- Gala Gölü’nde kuşları gözlemle (EDİRNE)
Onlarca çeşit kuş türünü gözlemlemeyi ve fotoğraflamayı kim istemez ki? Saros Körfezi’ne yakın bir mesafede Enez ile İpsala arasında bulunan Gala Gölü, her yıl 100’den fazla kuş türünün durağı olan Gala Gölü ayrıca 2005 yılından bu yana Milli Park olarak kullanılıyor. Yolunuz düşerse akşamüstü saatlerinde gitmeniz hem sizin, hem de fotoğraf makinenizin epey hoşuna gidecektir.
Pasaportu olanlar için BONUS:
13- Arda Boyları’nda yürüyüş yap
Eğer Edirne’ye geldiyseniz, yeşil pasaportunuz varsa, ya da normal pasaport sahibi olup vizeniz varsa yapmanız gereken Karaağaç üzerinden Pazarkule’ye ulaşmanız, yürüyerek sınırı geçmeniz ve Kastanies Köyü’nü adımladıktan sonra Arda Nehri kıyısına varmanız. Uğruna türkülerin yakıldığı bu nehir kıyısında birkaç saat yürüyüş yapmak zihninizi dinlendireceği gibi suyun öteki yakasını da görmüş keşfetmenize yol açacaktır. Yürüyüş sonrası köy meydanında içeceğiniz frappe ile keyfinize keyif katabilirsiniz. Kastanies’ın misafirperver sakinlerini Yassu ya da Yassas şeklinde selamlamayı unutmayın.